Genç Adèle’in (Adèle Exarchopoulos) emin olduğu iki şey vardır; o bir kızdır ve kızlar erkeklerle çıkar. Bir gün büyük meydanda Emma’nın (Léa Seydoux) mavi saçlarını farkediverir ve işte o an hayatının değişeceğini anlar. Kendi ergenlik sorularıyla yapayalnız, bakışlarını kendine ve başkalarının bakışlarını kendine çevirir. Emma’yla yaşadığı aşkı bir kadın olarak, bir yetişkin olarak yaşamaktadır. Fakat Adèle ne kendisiyle ne ailesiyle ne de bu absürt dünyayla barış yapmayı becerememektedir.